Varşova Gezi Rehberi, Polonya Varşova Gezilecek Yerler, Varşova Gezisi için ipuçları

1. Varşova Eski Kasaba

Kral Stanislaw August Poniatowski yönetiminde, Varşova ekonomik ve mimari açıdan çok gelişmiş. Ne yazık ki II. Dünya Savaşı sırasında bu binaların %85‘i tamamen yıkılmış.  Polonya’nın başkenti Varşova, savaş sonrasında hem ekonomisini güçlendirmiş hem de modern ve dinamik bir şehir haline gelmiş.

Bir yanda geçmişin özlemiyle restore edilen eski evler bir diğer yanda çağa ayak uyduran modern binalar var. Farklı mimari tarzların harmanlanması Varşova’ya ilginç bir çekicilik katmış.

Görkemli modern binalara rağmen savaş sonrasında Polonyalılar tarafından yeniden inşa edilen Eski Şehir, mıknatıs gibi buraya gelen turistleri kendine çekiyor.

Eski Şehirde iki tane önemli meydan var; Kale Meydanı (Plac Zamkowy, Warszawa ) ve Eski Şehir Pazar Meydanı ( Rynek Starego Miasta w Warszawie )

2. Varşova Eski Şehir Pazar Meydanı ( Rynek Starego Miasta w Warszawie )

Rynek Starego Miasta w Warszawie – Eski Pazar Meydanı ve onu çevreleyen eski şehir 13. yüzyılda inşa edilmiş. 

Eski şehrin tam merkezindeki bu küçük ama güzel meydan uzun yıllar Varşova’nın kalbiymiş.

Ancak bu şirin pazar meydanı 17. yüzyılda büyük bir yangında kül olmuş ve daha sonra şehir halkı rönesans ve barok mimari tarzıyla burdaki evleri yeniden inşa etmişler.

Eski şehir meydanında dolaşırken görmeniz gereken bir diğer eser ise Varşova’nın ulusal sembolü olan bronz bir heykel. Meydanın ortasındaki “Syrena” adlı deniz kızı heykelini heykeltıraş Konstantin Hegel tasarlamış.

Rynek Starego Miasta’yu İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’in ordusu bombalamış ve tarihi kasaba bir çok ev yerle bir olmuş. Polonyalılar savaştan sonra bu bölgeyi gotik mimari tarzında yeniden inşa edip burayı turistik bir yere dönüştürmüşler.

1980 yılında Kraliyet Kalesi ve eski şehir UNESCO Dünya Kültür Mirası Alanı listesine girmiş.

3. St Paul Katedrali

Eski Kasaba içinde bulunan St Paul Katedrali şehrin en önemli tarihi yapılarından biri. Dikkatlice bakarsanız, mimari olarak da diğer kiliselerden çok daha farklı. Özellikle ön cephesi.

Varşova’daki pek çok kilisede barok mimari etkin; ancak St Paul Katedralinin Mosavian Gotik mimari tarzı ile inşa edildiğini görüyoruz.

Katedralin içi ise diğer katolik kiliselerini aksine oldukça sade. Geçerken bir göz atın.

4. Varşova Kale Meydanı

Kale Meydanı ( Plac Zamkowy, Warszawa ) Kraliyet Kalesi ve Sigismund Sütunu ile birlikte Varşova’nın en sembolik meydanı.

Meydan bugün, Varşova’nın merkezinde bulunsa da geçmişte Eski Varşova’nın duvarlarının dışında bulunuyormuş. Önceleri, 1644′te Sigismund III sütununun dikildiği küçük bir  meydanmış. 

Varşova’nın sembollerinden sayılan sütun bir zamanlar büyük tartışmalara yol açmış. Neden mi ? Sigismund III Sütunu Varşova’daki en eski seküler anıt. Daha önceleri, bu tip anıtları sadece Meryem Ana’nın, İsa Mesih’in ve azizler onuruna yaparlarmış.

 Ayrıca Kral Sigismund’un oğlu Władysław IV Vasa sütunu dikmek için meydandaki Bernardine evlerini satın alıp yıkmış. Bütün bunlar protestolara neden olmuş. Ancak kral, bu eleştiriler hiç kulak asmamış ve sütunu meydana dikmiş.

 1939 ve 1944 yılları arasında savaş nedeniyle yıkılan binaları  1949–1958′de yeniden inşa edilmişler.

Kale Meydanı her daim capcanlı ama özellikle günbatımında burada olmanızı tavsiye ederim.

5. Royal Castle, Warsaw

Varşova Kraliyet Kalesi hem şehrin en önemli yapıları arasında hem de Varşova’da gezilecek yerlerin arasında başı çekiyor.  Kale, 1618 yılında Kral Sigizmund III Vasa tarafından ahşap bir kalenin yerine inşa edilmiş.

Dışarıdan bakınca çok sade çok mütevazi görünse de iç mekanın zenginliğinin ve güzelliği ziyaretçileri kendine hayran bıraktığı kesin.

Eski Şehir ile birlikte, Polonya Kraliyet Kalesi de 1980 yılında UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesindeki yerini almış.

Polonya Kralı’nın kişisel ofisi ve mahkeme uzun süre burada bulunuyormuş. Tarih boyunca burası, Polonya’da yabancı işgalciler tarafından en çok basılan ve yağmalanan yeriymiş.

Varşova Ayaklanması’ndan sonra Hitler kaleyi yerle bir etmiş. Bununla da yetinmemişler. Pek çok antika eşyayı çalmışlar. Savaştan sonraki yıllarda Polonyalılar Almanya’dan geri almayı başarmışlar. Antiklar artık ait oldukları yerdeler.

2. Dünya Savaşı’ında sonra  sarayı orijinaline uygun bir şekilde aynı modeli ile yeniden inşa etmişler.

Varşova Kraliyet Kalesi Çarsamba Günleri Ücretsiz mi?

Evet, Varşova Kraliyet Sarayı çarsamba günleri ücretsiz. Ancak ” önce gelen, önce bilet alır “ şeklinde. Bu nedenle sırada beklemeniz gerekiyor ve çarşamba günleri The Presidential Rooms, The Wettins’ Gallery ziyarete açık değil.

Kraliyet Sarayının içinde gezilecek yerler birkaç ayrı bölümden oluşuyor.

Bu bölümler kalıcı ve geçici sergilerden oluşuyor. Saraydaki  sergiler şöyle

• The Royal Route: Krallara ait odaların ve apartmanların sergilendiği bölüm.
• The Masters Gallery: Rambrant gibi önemli sanatçıların tablolarının sergilendiği bölüm.
• The Tin- Roofed Palace: Bakır Çatılı Saray. Varşova gezi bloglarında pek bahsedilmeyen ancak Kraliyet Sarayının bünyesindeki bir başka tarihi yapı.
• Son olarak geçici sergiler. Neler var neler yok diye kraliyet sarayının resmi sitesine bakmanız gerekiyor.

Not: Ne yazık ki her bir bölümün bileti ayrı ayrı satılıyor. Varovayi tusitik donemde ziyaret ediyorsanız, biletinizi gezini öncesinde internet üzerinden almanızı tavsiye ederim.

• Bilet ücreti 50 Zloty
• Açılış saatleri: 10:00–17:00
• Pazartesi günleri kapalı

6. Varşova Barbakan 

Eski Kent’i yavaş yavaş gezerken karşınızda heybetli mi heybetli Varşova Barbican’ı ( Barbakan warszawski ) buluyorsunuz.

Aslında bu etkileyici yapı, Varşova’nın tarihi şehir surlarından geriye kalanlar. Ne ne kadar surların bir kısmı yıkılmış olsa da Barbikan’da duvarların bir bölümünda hala yürüyebilirsiniz.

Barbakan’ın kuzeyinde güzel binaları ve birkaç güzel kilisesi ile  Yeni Şehir var.

Barbakan’ın çevresinde gezerken iki tane üuzellik var. Bunlardan ilki Kral 3. Sigismund’a adanan Zegar Zygmunta – Sigismund’s Clock’u.

Sigismund’s Clock sarı ve kahverengi taşlardan oluşan astronomik bir saat. Saatin yüzünde düzenli sayılar ve her sayının üzerinde siyah zodyak sembolleri ve hareket ibreleri var.

Dört ay evresi, saatin üstünde ve altında beyaz bir disk üzerinde gösteriliyor. Ne yazık ki, Varşova Turizm Merkezi, saatin kökeni veya tarihteki rolü hakkında çok fazla bilgi sağlamamış. Oldukça ilginç bir saat ve zamanınızın birkaç dakikasına değer.

 Buradaki diğer önemli anıt ise İkinci Dünya Savaşı’nın çocuk askerlerine adanmış  Mały Powstaniec – Küçük Asi. Küçük Asi’ye de “merhaba” demeden geçmeyin.

7. Taras Widokowy St Anne

“Varşova’nın Eski Kent’ini farklı bir açıdan görmek isterim” derseniz, buyrun size St Anne Taras Widokowy Kulesi. Kale Meydanı’nın hemen dışındaki Taras Widokowy Kulesi’ne tırmanın ve Eski Şehir ile Nowy Świat Caddesi‘ndeki binaları yepyeni bir açıdan görün. 

Aziz Anne Kilisesi’nin bitişiğindeki kulenin manzara terasında ulaşmak için 150 basamak tırmanmanız gerekiyor; ancak Eski Kent, Kale Meydanı, Krakowskie Przedmiescie ve şehrin 360 derecelik manzarasının muhteşem manzarası için buna değer ve açık, güneşli bir günde manzara inanılmaz.

• Kulenin giriş ücreti 10 Zloty
• Ödeme sadece nakitle. Kart kabul etmiyorlar.

8. Varşova Yeni Şehir

Varşavo Yeni Şehir – Nowe Miasto Warsaw, Barbican şehir surlarının hemen kuzeyinde bulunmasına rağmen turistlerin radarının bir hayli dışında. 

Muhtemelen “yeni” kelimesi nedeniyle, pek çok turist Varşova’nın modern bölgesi olduğun zannediyordur. Oysa ki değil. Varşova Yeni Şehrin temelllerini ilk kez 15. yüzyılda atmışlar. Bu bölge şehir surlarının dışında kaldığı için birkaç kez İsveçlilerin saldırısına uğramış.

Burada küçük bir meydan güzel kafeler ve restonlar var ve eski şehre oranla çok daha sessiz sakın.

Dünyaca ünlü fizikçi ve kimyager Madam Curie 1867 yılında burada doğmuş. Curie’nin doğduğu ev günümüzde müze olarak halka açık.

Son olarak, Varşova’nın diğer bölgelerinden daha farklı mimari özellikleri görebileceğiniz küçük şirin sokakların arasında kaybolmayı unutmayın. 

9. Krasinski Palace Gardens

Krasiński Sarayı ilk olarak 1677 ile 1683 yılları arasında inşa edilmiş ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra savaşın verdiği yıkım nedeniyle restorasyon geçmiş.

Başlangıçta Plock Voyvodası, Jan Dobrogost Krasiński için  inşa edilmiş olsa da bugün saray Polonya Ulusal Kütüphanesinin bir parçası.

Kanımca Varşova’nın Sovyet mimarisinden daha fazlası olduğunun güzel bir kanıtı.

Meydanın tam karşısında, Polonya Yüksek Mahkemesi’nin alışılmadık görünümünün yanı sıra Varşova ayaklanmasına adanmış etkileyici Varşova Ayaklanma anıtını göreceksiniz.

10. Varşova Ayaklanma anıtı

Varşova Ayaklanma anıtı, Varşova’nın yeraltı direnişini ve Varşova’yı Alman işgalinden kurtarma girişimini ifade ediyor. Heykellerden biri yer altından hareket eden yiğitleri ve  şehrin harap edilmesinden sonrakı halini gösteriyor.

Adliye binasının yanındaki meydanda yer alan Varşova Ayaklanma Anıtı, son derece etkileyici ve adalet sarayının arka fondaki  sütunları, heykeldeki erkeklerin adalet arayışını sergiler gibi duruyor…

11. Polin Müzesi

Polin Muzesi ya da tam adıyla  POLIN Museum of the History of Polish Jews, böyle tozlu eserlerin ve kimsenin okumayı pek de umursamadığı olayların uzun, sıkıcı açıklamalarının olduğu eski moda bir müze değil.

Burası dünyanın en iyi müzelerinden biri olarak kabul ediliyor. Ve bu sadece benim görüşüm değil. Son birkaç yılda aldığı uzun ödül listesine bakılırsa, birçok önemli kişinin de böyle düşündüğü oldukça açık. 

Müze, Polonya Yahudilerinin anlatan bir müze olarak kurulmuş olsa da Polonya’nın tarihi ve yakın geçmişi hakkında pek çok bilgiyi içeriyor.

Polin Müzesi’nin içi inanılmaz derecede büyük. Içinde tarihi ahşap bir sinagog’un replikasından tutun getto dönemindeki yaşantıyı gösteren bir sokak bile var.

Genellikle müzeleri ve sarayları hızlı hızlı gezerim. Ama Polin Müzesini bir saatte birtiremedim. O kadar büyük gezmesi bir o kadar keyifliydi. Kesinlike tavsiye ederim.

• Açılış saatleri 10:00 – 18:00
• Salı günleri kapalı
• Giris ücreti 45 Zloty
• Güncel bilgiler ve rezervasyon için şuradan müzenin resmi sayfasına bakabilirsiniz.

12. Krakowskie Przedmiescie Caddesi

Varşova’nın en zarif caddelerinden biri olan Krakowskie Przedmiescie ve Nowy Świat Caddelerini dolaşmadan Varşova gezisini tamamlamayın.

Sródmiescie‘den ( şehir merkezi ) başlayıp doğrudan Eski Kent’e uzanan bu caddede, birkaç saray da dahil olmak üzere çok sayıda büyük bina ve önemli tarihi yapı var.

Adam Mickiewicz, Polonya’nin önemli sanatçılarından biri. Ülkenin pek çok yerinde kendine adanan anıtlar görmek mümkün. Krakowskie Przedmiescie Caddesinde de karşımıza çıkıyor. Adam Mickiewicz’in 1855 yılında İstanbul vefat ettiğini söylemeden de geçmeyeyim.

Caddenin ortasında kendinizi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın önünde dururken bulacaksınız.

Silahlı muhafızlar tarafından korunan bu etkileyici saray yüzyıllar boyunca önemli olaylara ev sahipliği yapmış. Mesela 1818 yılında Frederic Chopin 8 yaşındayken konser vermiş, 1955 yılında Varşova Paktı burada imzalanmış…

 Visitationist Kilisesi ve onun oldukça benzer Carmelite Kilisesi‘ ve St Anne Kilisesi Krakowskie Przedmiescie üzerindeki önemli tarihi ve dini yapılar.

13. Nowy Świat Street

Birçok Varşova gezi bloğunda Krakowskie Przedmiescie Caddesi ile Nowy Świat ( Yeni Dünya ) Caddesi birbine karıştırıldığını göreceksiniz.

Nowy Świat aslında Krakowskie Przedmiescie Caddesi’nin devamı. Nowy Świat Caddesinde de yine kafeleri, şık mağazaları vs görüyorsunuz ve en az Krakowskie Przedmiescie kadar güzel. 

Nowy Świat Caddesi de Krakowskie Przedmiescie gibi hafta sonları trafiğe kapalı böylece gezmesi daha bir keyifli.

14. Varşova Üniversitesi Kütüphanesi Çatı Bahçesi

Varşova Üniversitesi Kütüphanesi Çatı Bahçesi, peyzaj mimarı Irena Bajerska tarafından tasarlanmış ve 2002 yılında halka açılmış.

Bu 1 hektarlık alan Vistula Nehri ile Varşova güzel manzaralarısını buraya gelenlere sunuyor.

300 mm’lik bir toprak tabakası üzerinde çeşitli bitkiler dikmişler. Buranın çatı olduğuna inanmak gerçekten zor keza gerçek bir bahçe gibi yemyeşil.

Kütüphane binasının yeşil duvarları çeşitli harfle, matematiksel formüllerşe, notalarla ve ünlü alıntılarla içeren süslü.

Halka açık yeşil mekanların çatı seviyesinde de nasıl yapılabileceğine mükemmel bir örnek.

Açılış saatleri Kütüphane bahçesi yaz aylarında her gün 09:00-20:00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Kışın, 1 Kasım – 31 Mart, 09:00 – 15:00 saatleri arasında açık.

15. Palace of Culture and Science

237 metre yüksekliğiyle Kültür ve Bilim Sarayı, Polonya’nın en yüksek binası olmasının yanı sıra Avrupa Birliği’nin de 6. en yüksek binası. Bu turistik yer, sinema, tiyatro, kütüphane, spor kulübü gibi birçok kültürel ve eğlence etkinliğine ev sahipliği yapmakta… 

Kültür ve Bilim Sarayını, Sovyet mimar Lev Rudnev Art Deco tarzında tasarlamış. Oldukça geniş bir alanı kaplıyor ve şehir merkezini kesinlike domine ediyor.

Bu son derece ikonik yapı Polonya’nın en tartışmalı binalarından biri. Neden mi? Palace of Culture and Sience, Joseph Stalin yönetiminde insan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı dönemde inşa edilmiş. Polonyalılar Kültür Sarayı’nı, Sovyet baskısının Polonya üzerindeki hatırlatıcısı olarak görüyor.

Bir grup gazi ve birçok siyasi parti binanın yıkılmasını istemiş . 2009 yılında Polonya Içişleri Bakanı ve hatta Başbakanı Mateusz Morawiecki, yapının yıkılması planını onaylamış. Ancak 2023 itbari ile bina halen ayakta. Bakalım kültür sarayının akıbeti ne olacak.

Kültür ve Bilim Sarayına adım attığız anda binanın ilginç mimarisi ve dizaynı anında dikkatinizi çekiyor. Hiç bir ücret ödemen giriş karına bakabilirsiniz elbette. Zaten burada kafe ve restoran var Ama buraya gelmekteki asıl amacım 30. kattaki seyir terasına çıkmaktı.

Böyle dar balkon türü bir yer bekliyordum. Ancak seyir terası oldukça geniş. Hatta burada küçük bir kafe bile var.

Vaktiniz ve bütçeniz varsa 1 saatinizi ayırıp seyir terasına çıkmanızı tavsiye ederim. 

• Bilet fiyatı: 25 Zloty yetişkin / 20 zloty 26 yaşından küçük öğrencileri icin. 
• Açılış saatleri: 10:00–22:00

16. Warsaw Uprising Museum

Warsaw Uprising Museum – Varşova Ayaklanması Müzesi, Nazilerin işgal ettiği 1944’teki Varşova Ayaklanması ile ilgili eserlerin görebileceğiniz bir müze.

Müze, ayaklanmanın 60. yıl dönümünü kutlamak için 2004 yılında açılmış ve isyancılar tarafından kullanılan silahlardan tutunda o dönemde gençlerin aşk mektuplarına kadar yüzlerce eser burada yer alıyor.

 Varşova Ayaklanması Müzesi, savaşa katılanların hikayelerini ve anılarını içermesinin yanı sıra, o günkü ayaklanmayla ilgili tarihi bilgiyi ziyaretçilere sunuyor.

• Adres: Grzybowska 79, 00-844 Warszawa, Polonya
• Açılış saatleri: 10:00–18:00
• Salı: Kapalı
• Bilet fiyatları 25 Zloty yetişkin / 20 Zloty 26 yaş altı öğrenci ve 65 yaş üstü emekliler

Not: Varşova Ayaklanma Müzesi şehirdeki diğer müzeler gibi özenle hazırlanmış ve gezip görmeye değer. Ancak buraya ulaşmak için ya bir hayli yürümeniz  ya da otobüse binemiz lazım. Eğer vaktiniz ve bütçeniz kısıtlıysa, önceliğiniz Kraliyet Sarayı ya da Polin Müzesi olsun.

17. Sakson Bahçeleri Varşova

Saxon Garden Warsaw – Sakson Bahçeleri eski kasabadan 10 dakikalık yürüme mesafesinde. 1727’de halka açılan bu güzel park, dünyanın en eski halka açık parklarından biri.

19. yüzyılda, İngiliz estetiği ve Fransız tarzı ile yeniden şekillendirilmiş. Aslen Saski Sarayının bir parçasıymıs. Ancak saraydan geriye bir tek 1863 yılına ait bir güneş saati ve Meçhul Askerin Mezarının bulunduğu sütun kalmış. Saksi Sarayını yeniden inşa etmeye karar vermişler ama her şey paraya bağlı dedi konuştuğum birkaç Polonyalı. 

1944’te Nazi tarafından harap edilmesine rağmen, parktaki ağaçların çoğu halen hatta ve yüzlerce yıllık ağaçları görmek mümkün.

1855’te Marconi tarafından tasarlanan imparatorluk tarzı bir çeşme, parkın alt köşesine yakın duruyor ve diğer ilgi çekici yerler arasında İkinci Dünya Savaşı sırasında öldürülen Varşova sakinlerini onurlandıran bir anıt ve İkinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği sırada şehrin belediye başkanı olan Stefan Starzyński‘nin bir heykeli yer alıyor. 

18. Meçhul Asker Mezarı

Sehit askerlere adanan anitlari her zaman hüzünlü ve dokunaklı bulmuşumdur. Varşova’daki Meçhul Asker Mezarı ( Grób Nieznanego Żołnierza ) da yine diğer anıtlar gibi dokunaklı bir anıt…

Meçhul askerin kalıntılarını, 2 Kasım 1925‘te askerleri tam olarak onurladırmak için, Cemetery of the Defenders of Lwów mezarlığından buraya getirmişler. 

Çiçeklerle bezeli mezar ebedi bir alevle ve Polonyalı askerlerce korunuyor.

Nöbetçilerin ne sıklıkla değiştiğinden emin değilim ama sabah 11:00′de mezardaydım ve şans eseri devir teslim törenine denk geldim. Bu dokunaklı anıtı ziyaret etmek için geniş Pilsudski Meydanı’na yolunuz bir şekilde düşsün.

19. Lazienki Park

Varsova’nin guneyindeki Łazienki Królewskie (veya Royal Baths Park ), aslen 75 dönümlük bahçeler ve 17. yüzyıla kadar uzanan birçok tarihi bina ve eserden oluşan bir kaplıca kompleksi.

Łazienki Park’a gelip hem temiz hava alin hem de oturup dinlenin ve bu turistik yerde, doğum gününün yüzüncü yılı anısına 1910’da inşa edilen Chopin’e ait bir anıt da gelip görün.

Ne yazık ki Naziler, 1940 yılında Chopin anıtını tamamen havaya uçurmuslar. 1958 yılında, anıt eski tasarımına uygun bir şekilde yeniden inşa etmişler.

Lazienki Parki yemyesil çok büyük bir park. “ Palace on the Isle – Adadaki Saray ” olarak da bilinen Lazienki Sarayı, Varşova gezisinde kaçırmamanız gereken ünlü turistik yerlerden biri.

20. Lazienki Palace

Lazienki Parki’nın en çok ilgi çeken yeri de Palace on the Isle – Lazienki Sarayı.

Kompleksin adı, 18. yüzyılda bir saray olarak yeniden inşa edilen Polonyalı bir asilzadenin 17. yüzyıldan kalma hamamından geliyor. Zaten Lazienki “kaplıca” anlamına geliyor.

Lazienki Sarayı bir zamanlar Kral Stanisław August Poniatowski’in bilim adamlarını ve şairleri günün meselelerini tartışmak üzere davet ettiği ünlü Perşembe yemeklerine ev sahipliği yaparmış.

Günümüzdeyse kraliyet koleksiyonlarından tablolara kadar çeşitli eserlerin sergilendiği bir müze.

• Giriş ücreti 50 Zloty.
• Cuma günleri ücretsiz.
• Salı günleri kapalı.

21. Wilanow Sarayı

Wilanow Sarayı Polonya’daki en çarpıcı saraylardan biri. Varşova gezisinde de en keyif aldığım yerlerın başında geliyor.  Varşova’nın Wilanow semtindeki bu güzel saray, şehir merkezinden 12 km uzaklıkta. 

Bana sorarsanız kesinlike gidip görmeye değer. Ne yapın edin burayı Varşova gezi planınıza dahil edin. Saray, cephesi parlak sarı boyalı barok tarzı dış cephesi ve büyüleyici bahçeleriyle şehrin en belirgin mimari parçalarından biri.

Mimar Augustyn Wincenty Locci’nin tasarladığı. Wilanów Sarayı, her iki Dünya Savaşından da mucizevi bir şekilde sağ çıkmış.

Pek çok Varşova gezi blogunun burası için ” Polonya’nın Versailles’ı “ demesine şaşırmamak lazım. Wilanow Sarayı’nın bahçesi de ayrıca çok güzel.

1805 yılında kurulan müze, ülkenin kraliyet ve sanat mirasına  sahip. Resimler, heykeller, duvar halıları, mobilyalar ve diğer eserlerden oluşan odaları gezme fırsatı eldiyorsunuz bu güzel sarayda.

• Pazartesi’den Cuma’ya 10.00-16.00
• Wilanow Sarayı Perşembe günleri ücretsiz.
• Giriş bileti kişi başı 35 PLN

Wilanow Sarayına Nasıl Gidilir?

Daha önce de belittiğim gibi Wilanow Sarayı Varşova’nın 12 km dışında bulunuyor. Ancak şehir merkezinden buraya ulaşmak oldukca kolay. 

Krakowskie Przedmiescie Caddesi’nde Wilanow istikamatinde giden 116 No’lu otobüslere binmek ve en son durakta inmek.

22. Varşova’nın Powisle Bölgesi

Varşova’nın son yıllarda gelişmekte olan mahallelerinden biri olan ise Powisle. Powisle, getto bölgesi olarak bilinen Praga’nın karşısındaki bir nehir kenarı mahallesi.

Bir zamanlar şehrin terk edilmiş ve köhne yeriyken, son birkaç yıldır modern restonları ve kafeleri ile şehrin gözde mekanları arasında.

Varşova Üniversitesi’nin hemen arkasında bulunması ve nehir boyunca uzanması nedeniyle Powisle, ögrencilerin gittiği mütevazi işletmelerin yanı sıra kafelere ve şarap barlarına ev sahipliği yapıyor. 

Bölge  Modern Sanat Müzesi ve Kopernik Bilim Merkezi dahil olmak üzere birçok müzeye ziyaretçileri bekliyor.

23. Praga Bölgesi

Varşova’da az turistik, alternatif yerler arayanlar için Praga mahallesi doğru adres. Prga Bolbesi bir zamanlar Vistül Nehri’nin diğer tarafında Varşova’dan ayrı bir kasabaymış. Bu günde hala o bağımsız ruhu elinde tutuyor.

Bölge genellikle tehlikeli olduğu için adı kötüye çıkmış ve pek çok Varşova gezi rehberi ” hava karardıktan sonra buraya  gitmeyin ”  diyor. Ben de tavsiyelere uyup sabah saatlerinde Pragay’a gittim. Praga, Varşova’nın diğer semtleri gibi   güvenli göründü bana. Siz yine de dikkati elden bırakmayın.

Praga’yı keşfederken, Varşavo’nın sirin Eski Şehirinden çok daha farklı hislere kapılacağınız kesin. Varşova’nın geri kalanına göre daha daha bakımsız olan bu mahalle.

Roman Polanski 2002 tarihli oscarlı The Pianist filminin çekinlerini burada yapmıştı. Çok sevdiğim bir filmin çekildiği bir iki sokağı Praga’daki rotama ekledim.

Praga’da görülmeye değer yerler arasında Praga Band Anıtı ve tarihi Bazar Różyckiego Pazarı yer alıyor. Bazar Różyckiego Pazarı da bir hayli ilginç zaman adeta durmuş. Sanki 1980’lerin Varsova’sında hisseddiyorsunuz kendinizi.

Yerli halk burada aliiveriş yapıyor mudur bilemiyorum ama etrafta pek turist olmadığı da kesin. ” AVM yerine otantik bir şeyler görmek isterim “ diyenlere.

Gelelim Praga Bölgesi’nin meşhur Zabrowka Caddesine. Zabrowka Caddesi son birkaç yılda restonları ve barları ile Praga’nın popüler yerleri arasına girmiş.

Hava guzel oldugu icin buradaki kafelerden birinde oturmadan edemedim. Zabrowka Caddesinin baslangic noktasinda uc melek heykeline bakmadan gecmeyin.

Praga’daki bir diğer önemli yerse Neon Muzesi ama Zabrowka Caddesi’nden 2 km uzaktaydı. Artık ayaklarımda derman kalmadığı için Neon Müzesine gitmedim. 

24. Varşova’nın Süt Barlarına Gidin

Bar Mlecznys yani süt barı Varşova’nin tarihi ve kültürü ile öylesine özdeleşmiş ki yeme içme rehberi yerine Varşovo’da gezilecek yerler arasında bahsetmen daha doğru olacak sanırım.

Bar Mlecznys nedir? İlk süt barını, 1896′da Polonyalı mandıra çiftçisi Stanisław Dłużewski Varşova’da açmış ve adını menüdeki çok sayıda sütlü üründen (süt, kefir ve peynir dolgulu pierogi vs) almış.

Süt ürünlerinin yanı sıra menülerinde çok çeşitli geleneksel çorbalar, sosisler, tatlılar ve kekler de varmış ve bu ilk süt barı bir tür kantin görevi de görmüş. Dłużewski’nin işletmesi, çok sayıdaki bütçe dostu restoranı benzer şekilde hizmet sunmaya teşvik etmiş.

Özellike İkinci Dünya Savasından sora  Polonya’da Komünist yönetimin kök saldığı, büyük kitleler için ucuz yiyeceğin bir zorunluluk haline geldiği o zor yıllarda bu tür lokantaların sayısı iyice artmış.

Demir Perde dönemi belki çok geçmişte kaldı ama  devlet destekli bu restoranlar hâlâ varlığını koruyor. Öglen saatlerinde ellerinde tepsileri ile sırada bekleyen Polonyalıları bu bütçe dostu süt barlarında görmek hâlâ bulmak mümkün.

Süt barlarının dekorlarına baktığınızda zaman sanki donmuş… Eski moda Polonya yaşamının son izlerini süt barlarda hala görebiliyoruz. Paraga Bölgesinde gittiğim Rusalka adlı süt bar otantik süt barlarına güzel bir örnek.

Peki nasıl sipariş veriyorsunuz? Siparişleriniz kasaya veriyorsunuz ve size sıra numarası bulunan bir fiş veriyorlar. Yemeğiniz hazır olduğunda sıra numaranıza göre sizi çağırıyor. Menüler inglizce değil ve genellike kimse ingilizce konuşmuyor.

Marszałkowska caddesi üzerinde çeşitli süt barları bulabilirsiniz.

Varsova’da Ne Yenir, Yeme Içme Rehberi

İster Polonya yemekleri damak tadınıza uygun olsun ister olmasın, Variova’da aç kalmayacağınız kesin. Asya  yemeklerinden tutunda Türk restorantlarına kadar dünya mutfakarından pek çok lezzeti burad bulabilirsiniz. Ayrıca pek çok kafede harika cheesecakeler karşıma çıktığını da belirteyim..

Polonya yemeklerin deyince pierogi ( polonya mantısı ), bigos ( lahana yahni ), etli pankekler vs farklı tür yemekler var. 

Zapiecek

Varşova’da bir restoran zinciri var ki bütün geleneksel lezzetleri burada bulabilirsiniz. Hem servisleri hem de ortamı da çok iyi, Zapiecek. İnanın turistler kadar Varşovalılar da buraya geliyor.

Eğer dışarıda oturmak isterseniz uzun kuyruklar var.  Beyaz peynirli ve ıspanaklı pirerogi ile pankeklerinin tadına baktım.

Varşovanın çeşitli noktalarında resorantları var. Şuradan menülerine ve fiyatlarına bakın. Kesinlikle tavsiye ederim.

Nem Asia Fusion

Varşova’da konaladığım otele bağlı bir asya restoranı vardı. Bir gece burada bir şeyler deneyeyim dedim.

Nem Asia Fusion adlı restoranda yemekler lezzetli fakat servis inanılmaz derecede yavaş. Starter, ana yemek ve tatlı iki saatimi aldı. Ördeklerini denedim. Lezzeti iyiydi ama buraya gelince yemekleri bekleyecek vaktiniz olduğundan emin olun.

Jinn and Joy

Jinn and Joy, bar, nargile kafe, kafe, kebapçı ne arasasanız birleştiren bir Türk restoranı.

Buraya gelenlerin pek çoğu nargile için geliyor. Ben polonya yemeklerine bir gün ara vereyim dedim ve kebaplı calzoneli sipariş ettim. Ortamı iyi. Servisi iyi. Değişik bir şeyler arayanlar için.

Rurki Deneyin

Rurki tüp seklinde içinde taze krema olan bir tür gofret. Son derece hafif bir tatlı. Genellikle dondurma, waffle satan yerler de bulabilirsiniz.

View this post on Instagram

A post shared by nasilgezdim.net (@nasilgezdim)

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Oporto Gezisi

Brüksel Notları

Şimdiden iyi yolculuklar

Mutlu