Gent Gezi Rehberi, Gent Gezilecek Yerler, Gent Gezisi ipuçları

Gent gezi rehberime hoş geldiniz. Belçika’nin üçüncü büyük şehri Gent, peri masalı komşusu Brugge’nin biraz gölgeside kalıyor ve turistlerce biraz göz ardı ediliyor. Aslına bakarsanız, etkileyici kalesiyle, Orta Çağ’dan kalma güzel eski kenti ve büyüleyici kanallarıyla Gent, Brugge’e çok güzel bir alternatif. Gent’e nasıl gidilir? Belçika Gent’te gezilecek yerler, Gent’te nerede kalınır ve diğer pratik bilgiler Gent gezi rehberimde.

Gent Nasıl Bir Yer?

Gent, Orta Çağ boyunca Avrupa’nın en önemli ticaret şehirlerinden biriymiş Günümüzde ise Flaman bölgesinin  capcanlı bir üniversite şehri.

Belki Brugge kadar değil ama tarihi karakterini ve görünümünü hala koruyor. Brugge’ün Orta Çağ atmosferini sevdiyseniz ama çok turistik bulduysanız, Gent sizin için ideal bir seçenek.

Brugge mü? yoksa Gent mi ?

Gent’te gezilecek yerler listesini anlatmaya başlamadan önce pek çoğumuzun bir hayli merak ettiği bir konuya değinmem de fayda var. Hatta geceleri uykularınızı bile kaçıran bir soru bu  😀😀😀 Brugge mü yoksa Gent mi?

Her iki şehir de birbirine çok benziyor. Her iki şehre de ulaşım çok kolay ve her iki şehir de çok güzel. Peki ama önce hangisine gitmeli?

Hem Gent’i hem de Brugge’ü aynı gezide ziyaret edebilirsiniz aslında. Gent ve  Bruge arası trenle sadece 30 dakika. Ama diyelim ki hiç vaktiniz yok. O zaman benim tavsiyem Brugge olurdu.

Brugge 

• Brugge gerçekten masalsı ve ikonik şehrin güzelliğini unutmanız mümkün değil.
• Brugge’de görecek çok daha fazla tarihi bina ve müze var.
• Yemek içme konusunda da Brugge’de çok fazla seçenek sunuyor.
• Brugge’ün tarihi sehri UNESCO Dunya Mirası.

Negatif noktalara bakarsak;

• Brugge çok fazla turist var ve bazen adım atmak mümkün değil. Bir çok noktada uzun kuyruklar olabiliyor.

Gent 

• Gent’te gezilecek yerler listesi Brugge kadar uzun değil. Ancak Gravesteen gibi görkemli Orta Çağ kalesi şehre çok güzel ve ayrı bir hava katıyor.
• Gent’i daha az turist ziyaret ediyor. Gezmesi daha keyifli. Festival dönemi hariç.
• Gent Brüksel’e daha yakın. Brüksel’den günübirlik gezi için daha uygun.

Negatif noktalara bakarsak;

• Gent tren istasyonu, şehir merkezinde 25 – 30 dakika yürüme mesafesinde. Şehirde kısıtlı zamanınız varsa tramvaya binmeniz gerekebilir.
• Gent kanalları ve güzel mimarisi ile Brugge’e çok benziyor ama Brugge kadar pitoresk değil. Tabii bu benim naçizane görüşüm.

İster Gent olsun, ister Brugge olsun çok seveceğinizden eminim. Ama daha önce bu iki şehri gezmediyseniz ve sadece bu güzel Belçika şehirlerinde birini izleme şansınız varsa, size tavsiyem Brugge.

Gent Gezisi Öncesi Bilmeniz Gerekenler

1.  Gent’i günü birlik olarak gezebilirsiniz. Burada konaklamanız gerekmiyor.
2.  Ama Gent’te bir gece kalayım derseniz ve Gent Festivali’nin olduğu döneme denk gelirse, kalacak yer fiyatları inanilmaz derece yüksek.
3.  Festival ortamı inanılmaz derecede canlı ama gerçekten ama gerçekten çok kalabalık. Her bir meydanda, her bir köşe başında yığınla insan var.
4.  Belçika’da yağmurlu okyanus iklimi hakim. Bu nedenle yaz ortasinda bile hava bir anda serinliyor ve arkasından sağanak yağmur geliyor. Gent gezisi öncesi hava durumunu mutlaka gözden geçirin. Yanınıza da akşamları sıcak tutacak birşeyler olsun. Gezimden hasta döndüm benden söylemesi.
5.  Bol bol müze gezeceğim derseniz, City Card almanızı tavsiye ederim.

Gent City Card Nedir?

Eğer bol bol müze ve saray gezmek gibi bir niyetiniz varsa bence şehir kartları her zaman  her zaman iyi bir fikir. Müzeleri gezmekse şehri keşfetmenin harika bir yolu. Aynen Brugge’de olduğu gibi Gent’te de bir şehir kartı var!

Ghent CityCard, toplu taşıma da dahil olmak üzere Gent’teki tüm önemli cazibe merkezlerine oldukça makul bir fiyata ulaşmanızı sağlıyor. 48 veya 72 saatlik bir kart seçebilirsiniz. CityCard, Gent’teki tüm turistik yerlere, anıtlara ve müzelere bedava girmenizi sağlıyor ( birkaç tanesi hariç ).

Tramvay, otobüs, bisiklet ve tekne ile seyahat edebilir ve Gent’teki müzelerindeki tüm geçici sergileri ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. CityCard Gent’te gezilecek yerler arasında başı çeken Kontlar Kalesi ( Gravesteen ) , Gent Çan Kulesi ( Gent Belfry ), Aziz Petrus Manastırı, Gent Şehir Müzesi (STAM ) ve çok daha fazlasına ücretsiz erişim sağlıyor. 

• 48 saatlik CityCard  38 Euro
• 72 saatlik CityCard ise  44 Euro

Gent-Sint-Pieter Train İstasyonundan Şehir Merkezine Nasıl Gidilir?

Daha önce de belirttiğim gibi Gent-Sint-Pieters Tren İstasyonu, Gent şehir merkezine 30 dakikalık yürüme mesafesinde.

Dolayısıyla şehre ulaşmak için ya taksiye veya tramvaya binmek daha mantıklı özellikle Genti günübirlik ziyaret ediyorsanız ve şehirde çok fazla vaktiniz yoksa. Tramvaylar tren istasyonunun önüne yanaşıyor.

Duraklarda otomatik bilet makineleri var; ancak tramvayın içindeki bilet makinelerıne banka kartınızı okutarak da biletiniz alabilirsiniz. Tramvayla şehre gitmek için Eindhalte yönünde 1 Numaralı  hatta binin. Gent’in merkezi Korenmarket’te inin.

Gent’e vardığımda yollar festival nedeniyle yollar kapalıydı. Bu nedenle Gent-Sint-Pieters Tren İstasyonundan şehir merkezine kadar yürüdüm. “Vaktim var, ben yürürüm” derseniz, şurada sizin hazırladığım yürüme rotasına bakabilirsiniz.

Gent Gezilecek Yerler

Gent gezisi, birkaç arkadaş toplandığımız bir geziydi. Gent Festivaline denk geldiği için şehrin kalabalık sokaklarında yürümek ( özellikle akşam saatlerinde ) neredeyse mümkün değildi. Diğer gezilerimin aksine çok fazla müze gezme imkanım olmadı.

Bir de deli gibi yağan yaz yağmuru Genti esir alınca, bir kafede oturup yağmurun dinmesini beklemekten başka bir çağrem yoktu. Ama arkadaşlarla gezmenin tadı da ayrı…

Gent’te gezilecek yerleri görmek yerine önceliği şehri tanımaya verdim. Gentin kanallarının arasında yürümek, tarihi binalarına hayran kalmak… 

1. Gravensteen 

Gravensteen ya da bir adıyla Kontlar Kalesi sadece Gent’in en ünlü yapısı değil, ayrıca tüm bir Flanders Bölgesini de en önemli yapılarından biri. 

Gezilerim de pek cok kale, saray gördüm ama bu sarayların çok azının çevresindeki hendek sularla çeviriliydi. Bu özelliğiyle bile Gravensteen’in Gent’e bambaşka bir hava kattığı kesin.

1180’den 1350’lere kadar kale, büyük bir zenginlik ve lüks içinde yaşayan Flanders Kontlarının resmi ikametgahıymış. 

Kontlar 14. yüzyılın sonlarında burada yaşamaya başlamış. Böylece kale önemli bir askeri üs haline gelmiş. Ayrıca Flanders Konseyi kalenin çeşitli bölümlerini hapishane olarak da kullanmış.

Mahkumları kalede sorguya çekerlermiş ve birçoğunu da işkenceden geçirirlermiş. Kalenin altındaki mahzendeki bu işkenceler Orta Çağ standartlarına göre bile çok korkunçmuş .

Bazılarını mengene ile gerer ve bir huni ile boğazları şişene kadar su dökerlermiş. Akıl hastaları da ses çıkartmasın diye ağızlarına armut biçimli bir tahta top sokarlarmış.

Neyse işkenceleri bir yana bırakalım. Gravensteen pek çok odadan oluşuyor. Kimi oda boş, kimilerindeyse birkaç tablo ya da o döneme ait silahlar var.

Ayrıca Gravensteen’in kulelerine tırmanıp Gent’in yukarıdan izleyebilirsiniz. Gravensteen’i gerçekten çok beğendim. Bizim Bodrum Kalesi gibi şehre hakim bir kale. Mutlaka gezmenizi tavsiye ederim.

• Gravensteen her gün 10:-00 – 16:40 arasında açık.
• Biletler City Card ile bedava
• Bilet ücreti yetişkinler için 12 Euro.

2. St Michael Köprüsü

Gent’in en güzel yerlerinden biri de St. Michael Köprüsü. Gent’te yürüyüie başlamak için en iyi noktalardan biri.

St Michael Köprüsü, Gent’te üç ortaçağ kulesinin fotoğrafını aynı karede çekebileceğiniz tek yer. Bu nedenle gün boyunca turist akını altında. Özellikle akşam saatlerinde.

St. Michael Köprüsü popüler bir turistik cazibe merkezi haline gelmis. Dolayısıyla selfieleriniz için biraz beklemeniz gerekebilir.

Bu arada kanal boyunca gezinen turist dolu teknelerle muhteşem manzarayı hayranlıkla izleyebilirsiniz. Rüya gibi bir gün batımını da yakalayabilirsiniz.

3. St Bavo’s Katedrali

 Sint-Baafs Katedrali olarak da bilinen St Bavo Katedrali 89 metre yüksekliğinde gotik bir yapı. Yıllar boyunca Gent Piskoposluğunun merkeziymiş ve adını bir zamanlar Gent’te yaşamış Saint Bavo’dan almış. İnşaat calışmaları ilk olarak 1274 başlamış.

Gent’in Orta Çağda Batı Avrupa’nın en güçlü ve büyük şehirlerinden biri olmasıyla birlikte daha büyük ve görkemli binalar inşa etmeye başlamışlar. 15. ve 16. yüzyıllarda kilise Gotik tarzda büyük bir katerale dönüştürülmüş.

St Bavo Katedralini özel yapan iki şey var, Mistik Kuzu ( The Mystic Lamb ) tablosunun bulunduğu sunak ve katedralin kulesi. Eğer sadece katedralin kendisini ziyaret etmek isterseniz, katedrali’nin girişi ücretsiz. 

4. The Mystic Lamb ve Sunak

The Adoration of Mystic Lamb – Mistik Kuzu dünyanın en büyük başyapıtlarından biri olarak kabul ediliyor. Bununla da kalmıyor meğerse tüm zamanların en çok çalınan sanat eseriymiş.

Hubert ve Jan van Eyck‘in Ghent Altarpiece’i olarak da bilinen Adoration of the Mystic Lamb adlı eser, restorasyondan geçtikten sonra 30 milyon avroluk yeni bir cam vitrin ile turistlerin karşısında. 

Mistik Kuzu’nun çalışmalarına ilk olarak Hubert van Eyck başlamış ancak Hubert’in 1426’da vefati üzerine, eseri ondan daha ünlü kardeşi Jan Van Eyck devralmış. 

6 Mayıs 1432’de Saint Bavo Katedrali ( o zamanki adıyla Saint John Kilisesi’ne  ) adanan eser, zengin soylu Joos Vijd ve eşi Elizabeth Borluut tarafından kurulan bir şapeldeki sunağın üzerine yerleştirilmiş. Tablonun şaşırtıcı gerçekçiliği, yalnızca figürlerin, bitkilerin ve hayvanların inandırıcı bir şekilde temsil edilmesinde değil, aynı zamanda resimsel dünya ile gerçek dünya çok iyi bir şekilde harmanla becerisinde.

Mistik Kuzu’nun bulunduğu sunağın girişi ücretli. Bunun için çeşitli seçenekler var. Mesala VR tur + Sunak şeklinde. Ben şadece sunağı görmek istediğim için Ghent Alterpiece denen en ucuz bileti aldım. Onun ücreti de 12.50 Avro.

Sunağın açılış saatleri ve diğer bilet seçenekleri ile daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

5. St Bavo Katedrali’nin Kulesi

St Bavo Katedrali’nin Kulesi Gent’teki iki önemli kuleden biri. Giriş ücreti Ghent Belfy’dan çok daha ucuz ve kulenin kendisi daha yüksek olduğu için şehri daha yukarıdan bambaşka bir açı ile göreblirsiniz.

Ayrıca St Bavo Kulesi’nin üstü tamamen bir seyir terası. İtişip kakışmadan fotoğraf çekmek için çok daha uygun. Kulenin yüksekliği ve basamak sayısı ile ilgi tam bir bilgi bulamadım. Ama St Bavo Kulesi’nin Ghent Belfry’dan daha yüksek olduğunu düşünürsek, en az 400 basamak çıkmışımdır diye düşünüyorum.

Kulenin dik merdivenlerinden tırmandıktan sonra bacaklarım jelibon gibiydi. Daha önce bu kadar cok, bu kadar dik basamak çıktığımı hatırlamıyorum.

Neyse her adıma deydi. Gerçekten çok güzel bir deneyim. Gent’in manzarası buradan çok güzel. Dediğim gibi Gent Belfy’a iyi bir alternatif. 

• Giriş ücreti 2 Euro.
• Kulenin giriş kapısı katedralin yan tarafında.
• Sadece nakit kabul ediyorlar.

6. Geeraard de Duivelsteen

“Şeytan Gerald’in Kalesi” olarak tercüme edilen Geeraard de Duivelsteen Kalesi, 13. yuzyılda inşa edilmiş.

Kalenin inişli çıkışlı bir geçmişi var. Tarih boyunca şövalyelerin ikametgahı, cephanelik, manastır, okul ve itfaiye istasyonu olarak kullanılmış. Anladığım kadarıyla ziyarete açık değil ama önünden geçerken bir gözatın.

7. Gent Cloth Hall 

Orta Çağ’da tekstilin en çok para getirdiği 1425 yılından kalma Kumaş Pazarı ( Lakenhalle ), Gent’te üretilen kumaşları depolamak için inşa edilmiş. Ürünler ihraç edilmeden önce buraya getirilir, tek tek kalite kontrolünden geçermiş.

Salona ahşap oymalı tavanı ve 1741’de  Barok merdivenleri eklemişler. Kumaş ticaretinin önemini yitirmesiyle burayı hapishane olarak kullanmaya başlamışlar ve bu 1902’ye kadar böyle devam etmiş.

Cloth Hall alt katında bir tarafta Ghent Belfry’ın bilet gişesi, diğer tarafı ise Gent Turizm Ofisi var.

Cloth Hall’un üst kısmını ancak Gent Çan Kulesine çıkarken gezebilirsiniz.

8. Ghent Belfry

 Gent Çan Kulesinin ( Ghent Belfry ) şehirdeki en iyi manzaralardan birini sunduğu kesin. Ayrıca Avrupa’da, 300‘den fazla merdiven çıkmak yerine asansöre binebileceğiniz ender kulelerden biri.

300 metre yüksekliğindeki Gent Çan Kulesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde ve Gent’te gezilecek yerler listesindeki en önemli yerlerden biri. 1380’de tamamlanan kule, Orta Çağ kentin birincil gözetleme kulesiymiş. Çan kulesi hem zamanı hem de tehlike anını haber verirmiş.

Yukarı çıkarken, çan kulesinin inşa edildiğinden beri bölgeyi koruyan ünlü ejderha rüzgar gülü hakkında bir sergi var. Ona da bir gözatın. Elbette çan kulesini özel yapansa burada bizi karşılayan manzara. 

Gent Çan kulesi, şehrin üç kulesinin ortasında yer alıyor.  Bir tarafta St. Nicholas Kilisesi ve diğer tarafta St. Bavo’s Katedrali… Alayacağınız kulye çıkmaya deger.

• Gent Çan Kulesi her gün 10:00 – 18:00 arasInda açık.
• Bilet ücreti yetişkinler için 11 Euro, indirimli 5 Euro.

9. Korenmarkt

Avrupa’daki çoğu büyük şehir, muhteşem meydanlarıyla ünlü ve Korenmarkt, Gent’teki sayısız meydandan sadece biri ve Brugge’deki Grote Markt]ın aksine oldukça küçük ve dar.

Korenmakt’ta bir alışveriş merkezi, birkaç kafe ve restoran ve Albert Heijn ( Eski Postane ), St Nicholas Kilisesi gibi şehrin en güzel mimari eserlerinden bazıları yer alıyor. 

Yazın festival dönemlerinde ve kışınsa noel pazarları nedeniyle bir hayli kalabalık.

Gent’in tarihi merkezinde yer alan bir başka olağanüstü Gotik bina ise bir zamanlarin posta binası, şimdilerde Albert Heijn adıyla alışveriş merkezi olarak hizmet veriyor.

Biraz dinlenmek biraz da bu güzel binanın içini görmek için buraya uğarayın derim.

10. St Nicholas Kilisesi

Saint Nicholas Kilisesi, Gent’teki bir diğer en önemli kilise. 13. yüzyılda, Tournai’dan gelen mavi taşlarla Scheldt Gotik tarzında inşa edilmiş. 

Kilisenin iki ayrı kapısı var. Kilise ve sergi odası şeklinde ikiye bölmüşler. En azından benim burayı gezdiğim zaman kilise iki ayrı bölümden oluşuyordu.

Sergi bölümünde Gent’in önemli simalarının büyük ve ilginç heykeleri vardı. 

Kilise bölümünde ise her zamanki gibi çeşitli azizlerin heykelleri ve büyük bir sunak bulunuyordu.

11. Korenlei ve Graslei

Lys Nehri’nin her iki yakası Gent gezisinde güzel vakit geçirmek isteyenleri bekliyor. Lys Nehri’nin sol tarafı Korenlei (Buğday Pazarı) ve sağ tarafı ise Graslei (Saman Pazarı). Nehrin her iki yakasında da güzel tarihi binalar, kafeler ve retoranlar var.

Bölgenin geçmişi Gent’in buğday ticaretinde önemli bir yol oynadığı 5. yüzyıla kadar uzanıyor. Korenlei ve Grassleideki binaların çoğu, yüzyıllar boyunca restorasyonda geçmiş ve değişmiş olsa da, temelleri Orta Çağ’da atılmış.

Bu tür bir mimarinin hastasıyım, bu yüzden nehir kenarında yürümek benim için rüya gibiydi.

Buğday ticaretinin önemini yitirmesiyle binaların bir kısmı restoran ve kafe olarak hizmet vermeye başlamış.Burası güneşli havalarda, ellerinde Belçika birası ile nehir kenarında güneşin tadını çıkaran insanlarla dolup taşıyor.

12. Huis van Alijn

Günümüzde müze olarak hizmet veren binanın tarihi başlı başına ayrı bir hikaye. Bu nedenle tarihini anlatmak yerine sizlere nasıl bir müze ne müzesi onu anlatma istiyorum.

Huis van Alijn ” Günlük Yaşam Müzesi “. Sag kanatta, 19. yüzyıl yerel geleneklerini ve teknolojiin hayatımızda nelerin değiştirdiğini görebilirsiniz.

Sol kanat, 20. yüzyıl Flaman yaşamının hikayesini anlatıyor. VHS video kasetler, 90’i yillarin muzikleri, filli kameralar vs.

60’larda anneannenizin hangi çamaşır deterjanını kullandığını veya 50’lerde dedenizin hangi reklamlara baktığını öğrenmek istiyorsanız burası tam yeri.

Müzeyi gezmeseniz bile gelip avlusunda oturum bu güzel binaya bir gözatın.

13. Gent Patershol Bölgesi

Patershol mahallesin kıvrımlı sokakları 16. yüzyıldan kalma evleri, antikacilar, haleriler ve restoranlarla dolu. Patershol’a adım attığınızda bir an için,  neredeyse zaman makinasindan gecmiş  gibi hisesdiyorsunuz.

 Patershol Gent’te yeme içme konusunda mekan arayanların  listesinin başında geliyor. Türk, İtalyan ve Japon mutfagina kadar aradığınızdan daha fazlasi var Pathehol’da.

Patershol’daki diğer bir öne çıkan nokta ise gösterişli Barok dış cepheye sahip klasik bir şekerci dükkanı  Confiserie Temmerman.

Mahallenin en eski şekerci dükkanıymış ve sekiz kuşaktır aynı aile tarafından işletiliyormuş. Klasik şekerlerini görmek için içeri girin. 

14. Dulle Griet

Dulle Griet – Büyük Top gerçekten de büyük. Bu parlak kırmızı top büyük olduğu kadar ve tarihle dolu. Belçika’nın ve özellikle Gent’in tarihininde önemli bir yeri var. 15. yüzyılda Mons’ta inşa edilen üç Büyük Toptan biri. Bazı kaynaklar Gent’in komşu şehri Oudenaarde’ın kuşatmasında kullanıldığını söylüyor.

Savaş sıransında düşman askerlerinin eline geçmiş. Ama 16. yüzyılın sonlarında bu devasa topu Gent’e geri verimişler. Şu anda Vrijdagmarkt Meydanı’na yakınında bulunuyor. Önünden geçerken bir göz atmaya değer.

15. Vrijdagmarkt Square

En eski ve en büyük meydanlardan biri olan Vrijdagmarkt Meydanı, adını burada cuma günleri kurulan haftalık pazardan alıyor. Her cuma ve cumartesi, meydan yerel lezzetler, giysiler ve ev eşyaları satan satıcılarla dolu.

14. yüzyılın önde gelen iş adamı Jakob van Artevelde‘nin heybetli bir heykeli ise hala meydanı kolaçan ediyor.

Vrijdagmarkt Meydanının çevresinde pek çok kafe ve restoran var. Küçük bir Carrefour da var ki buradan bir iki atıştırmalık da aldım.

Ayrıca Van Artevelde heykelinin hemen arkasında birçok vintage mağazaya ev sahipliği yapan Baudelostraat yer alıyor. Süslü duvarları ve balkonları olan rengarenk sıra halindeki bu binaları en çok beğendim.

Baudelostraat’taki binalara ilaveten meydanın çevresinde, bölgenin sosyalist hareketinin karargahı Art Noveau bir mimariye sahip Ons Huis (“Halkın Evi”) ve  pek çok yeme içme için kafe ve restoran var.

16. Werregarenstraat

Sokak sanatlarını, gezilerimde keşfetmeyi en sevdiğim şeylerden arasında. Antvers gezimde de muralların peşine düşmüştüm. Gent’in şehir merkezi de capcanlı sokak sanatı kültürüne sahip.

Gentin pek çok yerinde, tanınmış sanatçıların çalışmları genellilke büyük duvar üzerinde ve gelecek vadeden sanatçıların  küçük eserleri de  Werregarenstraat Sokağında bulunuyor.

Anlayacağınız sanatçıların eserlerini sergilemeleri için tuval sıkıntısı yok ve Gent, şehrin sanatçılarını bu ilginç sokakla destekliyor. Pek çok ziyaretçi için Gent’te gezilmesi gereken yerler listesindeki bir durak, artık çoğu kişi tarafından bilinen  Werregarenstraat namıdiğer Grafiti Sokağı.

Ancak yayaların geçebileceği kadar dar bu sokak, 1995 yılında Gent Şenlikleri sırasında başlayan proje. Sanatçılar farklı zamanlarda gelip yeni murallar eklediği için duvardaki murallar hep aynı kalmıyor.

Zaten doğru zamana denk gelirseniz, sanatçıları duvarları boyarken yakalayabilirsiniz.

Gent’in başka noktalarında da pek çok güzel murala denk gelebilirsiniz. Gözünüzü dört açın.

17. Butcher’s Hall

Butcher’s Hall 15. yüzyılda ahşap kasası tamamen çivisiz inşa edilmiş ve bu kirişler artık etleri kurutmak için kullanmışlar.

Gunumuzde restoran olarak kullanılıyor ama benim gezdiğim sırada tadilat nedeniyle kapalı olduğundan içini gezme fırsatı yakalayamadım. Bu ilginç binanın yanından geçerken  bir gözatın.

18. ‘t Galgenhuise, Gent’in En Küçük Barı

Butcher’s Hall’un tam yanında Gent’in en küçük barı ‘t Galgenhuise bulunuyor. Barın bahçesi bile bardan kat ve kat daha büyük.

 Bu şirin barın geçmişi ise biraz karanlık. Galgenhuise aslında ” dar ağacı “ demek. Mahkumlar idam öncesi gelir burada beklermiş. 1776’dan beri kafe olarak hizmet veriyor.

‘t Galgenhuise genellik çok yoğun. İçeride yer bulabilmemiz bile mucizeydi. Kahvede servis ediyor, içkiyle aranız olmasa da bile kahve için buraya uğrayabilirsiniz.

‘t Galgenhuise hafta içi 09:00 – 22:00, Pazar günleri ise 09:00 – 18:00 arasında açık.

Gent Yeme İçme

Biraz festivalin verdiği yorgunluktan biraz da havanın bir hayli serin olmasından böyle farklı lezzetlerin peşinden koşmak yerine beğendiğimiz yerlere birkaç kez gittik. İşte size Gent’te yeme iöme tavisyeleri.

Wok You Want 

St Michael Köprüsü’nün hemen yanındaki Asya restoranı. Hem içeride hem de dışarıda masaları var.

Retorandan daha cok kantin gibi. Hızlı servis ve hesaplı yemek arayanlar için.

Frites Atelier

Frites Atelier’e daha Antwerp’te gitmiştim ve çok beğenmiştim. Patates kızartmaları çıtır çıtır, sosları çok güzel. Fakat Gent’te sadece bir tane şubesi var. O da her zaman dolu ve önünde uzun kuyruklar var

Fritleri farklı soslarla deneyebilirsiniz. Fesleğenli mayoneze ve parmasan peynirine kim hayır diyebilir ki. Şuradan Frites Atelier’in resmi stesine bakabilirsiniz.

In Choco Gent – Daskalides

Normalde sabah kahvaltısı etmem ama Gravensteen’ın tam karşısındaki bu kafeye Gravensteen’e gitmeden önce vakit gecimek geldim.

Hoş gğzel bir kafe zaten oldukça merkezi bir yerde. Pencere kenarında oturmak isterseniz, masa rezerve etmeniz gerekiyor.

Faits Divers

Faits Divers Korentmarkt’taki sıra sıra Italyan restorantlardan biri. 

Fiyatlarını ve ortamını beğendiğimiz için birkaç buraya ugradık. Spagetti Bolognese, peynirli pizza ve Flaman dana yahni ( Stoofvlees ) tattıklarımiz arasında. Ortamı hoş, servisi iyi.

Tripadvisor yorumları nedense çok yüksek değil ama bir öğle yemeği ve iki akşam yemeğinde hiç sorun yaşamadık. Şuradan Tripadvisor yorumlarına bakabilirsiniz.

Gent’te Nerede Kalınır, Gent Konaklama

Gent gezi rehberimin başında belirttiğim gibi, Gent küçük bir şehir ve Belçika’nın başkenti Brüksel’den günübirlik gelip rahatlıkla gezebilirsiniz. Olur da bir gece konaklayayım derseniz pek çok otel ve apartman seçeneği var. 

Ben, Gent gezimi arkadaşlarım Michael ve Heli bana katılmaya karar vermeden önce ayarlamıştım. Bu nedenle şehir merkezinde Snooz Ap Holiday & Business Flats adlı stüdyo tipi apartmanda kaldım. Memnun kaldım ancak benim için oldukça büyüktü. Küçük bir mutfağının ve mikrodalga fırının olması da işime yaradı. Ayrıca Gent’te gezilecek yerler sadece birkaç dakika mesafedeydi.

Michael ve Heli ise manastırdan bozma Monasterium PoortAckere’de konakladı. Onlar da konkladıkları yerden çok memnum kaldılar. Burası St Michael Köprüsüne çok yakın. Odaları oldukça küçük ama keseye uygun. 

Bunlar da İlginizi çekebilir

Varşova Gezilecek Yerler

Brüksel Gezilecek Yerler

Porto Gezilecek Yerler

View this post on Instagram

A post shared by nasilgezdim.net (@nasilgezdim)

Simdiden iyi yolculuklar

Mutlu